top of page

TEMA

Merhabalar Karya Hanım, öncelikle benimle röportaj yaptığınız için, TEMA Vakfı'na ODTÜ Genç TEMA'ya köşenizde yer verdiğiniz için teşekkür ederim.


TEMA Vakfı 11 Eylül 1992 tarihinde iş adamları ve doğa aşıkları Hayrettin Karaca ve Ali Nihat Gökyiğit tarafından Türkiye'deki toprak erozyonuyla mücadele için  kurulmuştur. Kendilerin çevreye yaptıkları katkılardan sonra daha sonra kendilerine Toprak Dede ve Yaprak Dede unvanları verilmiştir. Önceden de söylediğim gibi TEMA Vakfı'nın kuruluş amacı aslında erozyonla mücadeledir ama zamanla Türkiye'deki tüm çevre olaylarında çevrenin savunucusu olmuştur, zaten bakınca adının Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı olmasının nedenini de bu dur hiç bir çevre olayına sessiz kalmamasıdır.

TEMA'yla tanışmam ODTÜ'de hazırlıkta Güzel Sanatlar Topluluğunun etkinliklerine karışmam ve oradan arkadaşlarımın  ODTÜ Genç TEMA'yı kurmasıyla oldu. Üniversite hayatımın  tamamında TEMA'da çeşitli görevlerde aldım sırasıyla ODTÜ Genç TEMA yönetim kurulu üyeliği, başkan yardımcılığı, başkanlığı ve son olarakta Ankara Genç TEMA Koordinatörlüğünde görevini yürüttüm. ODTÜ ve Ankara Genç TEMA olarak sayısını hatırlayamadım kadar çok etkinlik yaptık ve hepsinin ben de değeri ayrı ama en çok sevdiğim etkinliğimiz sosyo-ekonomik yönden güçsüz ailelerin çocuklarına ODTÜ'müzün olan Eymir gölünün nasıl oluştuğunu, göl çevresinin nasıl ağaçlandırıldığını anlattığımız ve ağaçları tanıttığımız etkinliğimizdi. TEMA'da acısyla, tatlısıyla koskoca 7 yılım geçti.

3. Çevre hakkında yeni yeni bir bilinç oluşmaya başladı ancak bu bilinç insanların okudukları ile değilde kulaktan dolma bilgilerle olduğu için  aslında pekte doğru yönde bir bilinç oluşmuyor. Yine de çevre ve çevrenin korunması hakkında bilincin artması güzel. TEMA'da bu furyadan etkilendi,  bilimsel ve teknikler verilerden uzak  bilgiler paylaşmaya başladığını gözlemlemekteyim. Örneğin altın arama ışığında siyanür kullanıyor diye bir bilgi gerçek dışıdır ama kaz dağlarından çevre felaketinde bunu çevreyi tehdit eden olaylardan biri olarak nitelendirdi, halbuki siyanür altın üretiminde %100 geri dönüştürülebilir bir madde olarak kullanılmaktadır.

Dünya'da artan iklimsel sorunlar, insanların daha çok çevresel olayları sorgulamasına neden oldu.

Hani bazı insanlar deniz şehirlerinden ya da kasabalatından kırsal şehirler göç edince  derler ya burası çok güzel ama deniz yok diye, ben de aynı şeyi ormansız yeşilin olmadığı bir yere gidince söylerim. Önceden de söylediklerimden de çıkarabileceğiniz gibi ağaçlara karşı çok ayrı bir sevdam var benim, onların türlerini, geçmişlerini ve yaşam ortamlarını araştırmayı ve öğrenmeyi oldukça seviyorum. Türkiye'mizin güzel vatandaşları ve ODTÜ'lüler de ağaçların insan yaşamı için ne denli önemli olduğunu ve ne denli değişilmez olduğunu elbette biliyorlar. Onun için herhangi bir kötü aksiyona birlik olup birlikte hareket ederek bu durumu tersine yani doğruya, hakikate çevirmeye çalışıyorlar. Ağaç benim için özgürlüğü simgelemiyor, benim için daha çok bir yaşam pınarı gibi o etrafımda olunca daha mutlu daha enerjik hissediyorum.

 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post

Subscribe

Thank you!

©2021, karyowski tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page