top of page

Dil ve Konuşma Terapisi

Güncelleme tarihi: 28 Haz 2021

1- Merhaba, bize kısaca kendini tanıtır mısın? :)


Öncelikle kendimi tanıtmam gerekirse, ben Kübra İnan. Hacettepe üniversitesi 2019 mezunuyum, 25 yaşındayım ve yaklaşık bir buçuk yıldır Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışma hayatıma, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dil ve Konuşma Terapisi Programında ‘’ Konuşma Sırasında Farklı Ses Üretimlerinde Gerçekleşen Velofaringeal Bölge Hareketinin Manyetik Rezonans Görüntüleme Yoluyla İncelenmesi’’ konulu tez çalışmamla öğrencilik hayatıma devam ediyorum.


2- Dil ve konuşma terapisi bölümünü okumaya nasıl karar verdin biraz bize bu bölümün içeriğinden ve iş alanlarından bahseder misin?


Bölüm tanıtım broşürlerinde ilgimi çeken ismini gördükten sonra araştırma yapmış ancak detaylı bilgiye ulaşamamışken tesadüfen bir yakınımın çocuğunun daha önce terapi aldığını öğrenmem ve daha da meraklanıp araştırma yapmam sonucu tercih etmeye karar vermiştim.


Dil ve Konuşma Terapisti; iletişim, dil, konuşma, ses ve yutma süreçlerinin gelişimi ve bozukluklarının önlenmesini, tanılanmasını, değerlendirilmesini, rehabilitasyonunu ve dil ve konuşma terapisi alanının bilimsel araştırmaları ile ilgilenen; sağlıklı, hasta veya engelli bireylerin yaşam kalitelerinin artırılmasını hedefleyen sağlık meslek elemanıdır.

Sağlıkla ilgili herhangi bir yüksek öğretim kurumunun en az 4 yıllık Dil ve Konuşma Terapisi eğitim-öğretim programını tamamlayarak “Dil ve Konuşma Terapisi Lisans Diploması” ile “Dil ve Konuşma Terapisti” unvanı alarak dil ve konuşma terapisi mesleğini yapmaya ve uygulamaya hak kazanılır.

Çalışma alanları;


Dil bozuklukları: Çocuklarda herhangi bir tanıya eşlik etmeyen ekran maruziyeti, ihmal gibi sebeplerle ya da Otizm, Down Sendromu, işitme kaybı gibi sebeplerle sekteye uğrayan dil gelişimi; özellikle yetişkin grupta sık görülen kaza-travma-felç sonrası etkilenen dil becerileri ve bilişsel beceriler; okul çağı çocuklarda görülen disleksi gibi okuma bozuklukları, okuduğunu anlama güçlükleri

Konuşma Bozuklukları: Herhangi yapısal bir probleme bağlı olmayan ya da yarık damak dudak gibi yapısal bir nedene bağlı olarak konuşma seslerini hatalı üretme ( kapı yerine tapı, araba yerine ayaba demek ya da burundan konuşma olarak bilinen durum örnek olabilir), kekemelik ya da hızlı bozuk konuşma gibi akıcılık bozuklukları, yine bir kaza-travma vb. sonucu konuşmaya yardımcı kasların veya sistemlerin etkilenmesi ile görülen konuşma bozuklukları

Ses Bozuklukları: öğretmen, çağrı merkezi çalışanı, imam gibi sesini sık olarak kullanmak durumunda olan bireylerin ve bağırarak iletişim kurma eğilimi daha fazla olan çocukların risk altında olduğu sesin kalın veya kısık çıkması ile karakterize ses bozuklukları, yarık damak dudak gibi yapısal bir nedene bağlı olarak havanın ağız yerine daha çok burna yönelmesi ile burundan konuşma şikayeti ile bilinen rezonans bozuklukları

Beslenme ve Yutma Bozukları: Genelde kaza-travma-felç sonrası gördüğümüz yutmaya yarayan kasların etkilenimi sonrası yutma işleminin sağlıklı gerçekleştirilememesi, çocuklarda bazı duyusal hassasiyetler ya da yetişkinlerde Alzheimer gibi bazı bilişsel bozukluklar sebebiyle görülen beslenme bozuklukları olarak sayılabilir.


Bu kadar fazla alanla çalışırken bağımsız meslek elemanı olarak çalışabiliyoruz ancak müdahale ettiğimiz alanlarda psikologlar, odyologlar, kulak burun boğaz hekimleri, plastik cerrahlar, özel eğitim uzmanları, sosyal çalışmacılar gibi farklı meslek elamanları birlikte çalıştığımız kıymetli meslek elemanları oluyor. Bu sebeple farklı alanlarla iş birliği içinde çalışabilme bir dil ve konuşma terapistinin sahip olması gereken becerilerde ilk sıraya yükselebiliyor.


Mezun bireyler, ağırlıklı olarak özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, devlet ve üniversite hastaneleri, özel klinikler ve danışmanlık merkezlerinde çalışmakta ya da akademik olarak ilerlemeyi tercih etmektedir. Daha az olsa da yaşlı bakım merkezleri ve özel okullarda da çalışanlar mevcuttur.


Bu konuda daha detaylı bilgiye sahip olmak isteyenleri Dil ve Konuşma Terapistleri Derneğinin websitesinde bulunan bilgilendirmelere yönlendirebilirim. https://www.dktd.org/tr/dil-ve-konusma-terapisti-kimdir-c.html


3- Bebek ve çocukların dil ve konuşma konusundaki becerilerinde ailenin, büyüdüğü ortam ve okulun etkisi nedir? Nelere dikkat edilmelidir?


Dil ve konuşma gelişiminde genetik oldukça önemli bir faktördür. Özellikle otizm,down sendromu, kekemelik gibi farklılıklarda genetik aktarım oldukça büyük etkiye sahiptir. Ancak yapılan çalışmalar çevrenin de dil ve konuşma gelişiminde oldukça büyük etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Aslında terapi ile çoğu zaman çevrenin, dil ve konuşma gelişimine uygun düzenlenmesi ilk hedeflerimizden biridir.


Aynı zamanda dil ve konuşma alanındaki çalışmalar göstermiştir ki doğum, hatta hamilelik sürecinden itibaren yoğun bir şekilde kaliteli iletişimle karşılaşan bireyler dil konuşma gelişimi açısından avantaja sahiptirler. Şüphesiz ki günün büyük bir bölümünü telefon-tablete ayıran, hiç kitapla karşılaşmamış, akranları ile oyun oynamadan büyümüş bir çocukla doğumundan itibaren kitaplarla haşır neşir olmuş; kendisine kitaplar okunmuş masallar anlatılmış; kahvaltı hazırlamak, çamaşır katlamak, banyo yapmak gibi günlük aktivitelere aktif olarak dahil edilip dil gelişimine uygun bir şekilde daima konuşulan; televizyona dalıp gitmek yerine aile üyeleri veya akranları ile birebir etkileşim sırasında kahkahalara boğulan bir çocuğun dil ve konuşma gelişimi bir olmayacaktır. Burada akıllara benim yeğenim/çocuğum ilk grupta bahsedilenleri yapıyordu ama şimdi bıcır bıcır konuşuyor bunlar biraz abartı diye düşünenler olabilir ancak burada sevdiğim bir metafor var. Aynı saksıda yetişmiş aynı cins bitkilerden bazıları sağlıklı bir şekilde yetişirken bazıları solup gider. İşte çocuklar da böyledir. Bu sebeple teknolojiyle iç içe olduğumuz ve dil konuşma gelişimi açısından risklerin arttığı günümüz dünyasında işleri şansa bırakmamak gerekir diye düşünüyorum. Bu konuyla ilgili Buzdağı Yayınevinden çıkan ‘Otuz Milyon Kelime’ kitabını önerebilirim.


Dil ve konuşma gelişiminin başı iletişimdir. Ve iletişim ortamı sağlayan parklar, okullar, kreşler, eğlenceli aile toplantıları, kitap okuma saatleri, bol kahkalar duyduğumuz boğuşma oyunları, saklambaçlar gibi iletişim içeren her tür aktivite dil ve konuşma gelişimi için mükemmeldir.


4- Bu bölümü okumak isteyen veya ilgi duyan kişilere ne gibi tavsiyelerin olur?


Günümüzde ismi daha az bilinen mesleklere iş imkanı veya maddi getirisi fazla olduğunu düşünerek tercih edip gelen birçok genç oluyor. Ancak dil ve konuşma terapisi bölümü insanla birebir etkileşim, sabır, teorik bilgiyi pratiğe çevirme ve güçlü gözlem-analiz-sentez becerileri gerektiren bir bölümdür. Yalnızca iş imkanına veya maddi getirisine yönelik beklentiler erken yıpranmaya sebep olabilir. Aynı zamanda benim gibi yaptığı işlerin sonucunu çabucak görmek isteyen tez canlılar 6-7 ay sonunda duyduğu bir ‘’anne’’ sözcüğü ile mutlu olurken bir yandan da terapilerin sonuçlarını görmeye başlayacağı uzun bekleyişlerde oldukça yıpranabilir.

Aynı zamanda nispeten yeni gelişmeye başlayan alanımızda Türkçe kaynak sayısı giderek artmaktadır ancak güncel gelişmeleri takip edebilmek ve çoğunluğu İngilizce olan kaynakları okuyup özümseyebilmek için olabilecek en erken zamanda özellikle İngilizce başta olmak üzere yabancı dillerini geliştirebilirler. Bu aynı zamanda yurt dışında akademik kariyer ya da çalışma yaşamı planlayanlar için de önemlidir.


5- Bu alanda yaşadığın ilginç ve bizle paylaşmak istediğin anıların veya öğrendiğin bilgiler varsa merakla dinliyoruz... :)


Böyle ilginç bir sürü anı anlatabilirim ancak felç sonrası yaşadığı dil bozukluğu sebebiyle yalnızca ‘Allah’ diyebilen bir teyzeye yapılan terapi denemesi sonrası torununun ismini ilk kez söylediğinde, çok uzun süredir ağzından ilk defa adımı duyuyorum diyerek göz yaşlarına boğulan bir genç kız zihnimde beliriverdi.


Terapiye katılımı artsın ve karar verdiğini hissetsin diye bir boyama etkinliğinde sence hangi renkle boyayayım diye sorduğum 8 yaşlarında bir çocuk danışanımdan istediğin renge boyayabilirsin sonuçta karar verebilecek yaştasın cevabını aldığımda hayatımı sorgulamaya çoktan başlamıştım 😊

6- İlerde hangi alanda uzmanlaşmayı istiyorsun? Neden?


Şu an çalıştığım alanlar ağırlıklı olarak okul öncesi dil bozuklukları, konuşma sesi bozuklukları, akıcılık bozuklukları ve henüz özelleşmek istediğim alana karar vermiş değilim zamanla kararımı birlikte görebileceğiz sanırım. 😊




Soru sormak ve Kübra'ya ulaşmak isteyenler için: kubrainan77@gmail.com 

21 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page