Ortadoğu'dan İskandinavya’ya: ODTÜ'lü Burhan'ın İsveç Macerası
- Karya Oktem
- 6 Ağu 2024
- 6 dakikada okunur
Merhaba Burhan, bize kendinden kısaca bahseder misin?
Merhaba, ben Burhan. İnşaat mühendisiyim ve mezun olduğum 2007 senesinden bu yana yurt dışında çok çeşitli projelerde ve uluslararası firmalarda görev aldım. Eşim ve 9 yaşında kızımla 3 senedir İsveç'te yaşıyoruz. Buraya uzun bir Ortadoğu iş tecrübesinin akabinde taşınma kararı aldık. Eşim de oldukça tecrübeli bir avukat ve şu an İsveç'te yüksek lisans yapıyor, İsveç ortamında çalışma imkanlarını kovalıyor. Kızımız da 2 senelik uluslararası okuldan sonra bu sene İsveç okuluna başladı ve adaptasyonuna çok yardımcı oldu bu karar.
Yurt dışında yaşayan her ailenin, her bireyin geçtiği zor, yıpratıcı ve dirençli hayatı biz de yaşıyoruz, çok farklı kültürlerde yaşama, oralara adapte olma süreçlerini yaşayarak bir nebze biz de büyüyor ve gelişiyoruz.

Mesleğin nedir, ODTÜ'de ne okumuştun ve İsveç'te sektöründeki imkanlardan bahseder misin?
Ben inşaat mühendisiyim ama uzmanlaştığım alan inşaat projelerinde sözleşme ve maliyet yönetimi. 2007 senesinde ODTÜ inşaat mühendisliği bölümünden mezun oldum ve aynı dönemde Dubai'ye (Birleşik Arap Emirlikleri) iş için yerleştim ve kariyerime Dubai'de başlamış oldum.
Türkiye'de bir tecrübe sahibi olmadığım için karşılaştırmam mümkün değil, lakin Birleşik Arap Emirlikleri ve genel olarak diğer Ortadoğu ülkelerinde sektörün ve çalışma şartlarının oldukça ağır, yıpratıcı ve sürekli bir gelişim talep eden şartlara sahip olduğunu söylemek oldukça doğru olacaktır. Çok ciddi boyutta yatırımlar, kar odağı, ticari başarı ve tamamen maddiyat üzerine endekslenmiş bir sektör içinde baskı altında çalışabilmek ve iş hayatı öncelikli bir düzene adapte olabilmek en temel donanımlardan diye düşünüyorum.
Buna istinaden İsveç özelinde sektör daha naif, daha sakin, ticari başarı tabi ki bir hedef ama önceliğin projelerin kolektif başarısı ve yardımlaşma olduğu bir düzen ve tabi ki bu öncelikler arasında çalışanın sağlığı ve aile yaşamı da yer alıyor.
Bu yüzden Ortadoğu tecrübesine kıyasla hem kültürel hem çalışma hayatı dengesi anlamında 180 derecelik ciddi bir fark olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. İsveç'te inşaat mühendisliği çok yerel kalıplara sıkışmış, genel olarak güvene dayalı ama bir açıdan da kıyasla verimsiz olan bir çalışma düzeni var - bunu çok olumsuz olarak yargılamıyorum doğrusu çünkü önceliğiniz kendi sağlığınız, ailenizin mutluluğu ve hatta köpeğinize ayırdığınız zaman bile olabiliyor. Sektörde çok ciddi maaş farkları olmuyor, bireysel kariyer hırsı yerine kolektif başarının bir parçası olmak çok daha değerli ve bu da insanların kendinden çok yaptığı işe ve ekibine odaklanmasının önünü açıyor, haliyle iş yapmaktan çok kendini pazarlamaya önem veren profillerin az olmasına ve daha dolayısıyla daha sağlıklı bir iş ortamına sahip olmasına ön ayak oluyor.

İsveç'e ne zaman geldin, kaç yıl oldu? İsveç'e taşınmaya nasıl karar verdin, başka alternatiflerin neydi ve son olarak buraya nasıl karar verdin diğerleri arasında?
İsveç'e Ağustos 2021'de geldik, tam olarak 3 sene oluyor. Ondan önce 2007'den 2021'e kadar Birleşik Arap Emirlikleri'nde çalışmış ve yaşamış biri olarak doğrusu zor ama bir yandan da hızlı bir karar oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse iki ülke, her ne kadar birçok alanda zıt kutuplar olsa da, kendi artılarına sahip. BAE'deki projeler hırslı, ciddi yatırım alan ve bu yatırımlar nezdinde hataya tahammül seviyeleri az olan, ticari başarı odaklı, bireysel özgürlüklerin ve aile hayatının arka sıralarda olduğu ama bu olumsuzlukların vergisiz yüksek kazanç ile telafi edildiği ciddi bir kapitalist iş düzenine sahip. 2021'in ortalarına doğru İsveç'ten bir iş imkanı oraya giden bir arkadaşımız vasıtası ile önüme geldi, ama karar almak hızlı oldu doğrusu ve bu hızlı kararın odak noktası tabi ki çocuğun gelişimi, yaşayacağı hayat ve büyüyeceği ortam gibi faktörler oldu. İsveç'in sunduğu gelişime açık özgür fikirlerin teşvik edildiği ve ödüllendirildiği eğitim düzeni, doğanın güzelliği ve temizliği, doğaya ve insana saygıyı önceliklendiren toplumsal yapısı gibi Ortadoğu'da maddiyatla dahi erişemeyeceğiniz değerler içinde büyümesini ve en güzel en özel yıllarını bu şartlarda yaşamasını istediğimiz için İsveç'e taşınma kararını hızlı verdik.
İsveç'te okuduysan eğitimin Türkiye ve ODTÜ'den farkı nedir?
İsveç'e gelince Chalmers Teknoloji Üniversitesi'nde (Chalmers University of Technology) dizayn ve inşaat proje yönetimi üzerine yüksek lisans yaptım ve Haziran 2024'te mezun oldum.
Benim için hem sürekli gelişimi destekleyen, İsveç'te çalışma hayatına adaptasyona yardımcı olan bir basamak oldu bu eğitim. Türkiye'deki eğitim, hatta ODTÜ özelinde de kıyaslayacak olursak ilgimi en çok çeken konuların başında kolektif çalışma önceliği, karışık ve sürekli döngüde olan proje grupları ağırlıklı öğrenme, araştırma, sunum yapma, diğer bir deyişle bilgiye ulaşma, bilgiyi tartışma ve kişisel / grup çıkarımlarınızı başka gruplarla paylaşma, onlara aktarabilme üzerine kurulu bir eğitim sistemi olması geliyor. Mutlak bilgi bir yerlerde elbet ulaşabileceğiniz, bunu ezberlemenize, kafanızda yer etmesine gerek yok. Bilgiye ulaşmayı, onu bulup analiz etmeyi, anlamayı ve başkalarına aktarıp onlarla tartışabilmeyi, bir anlamda araştırmayı ve öğrenmeyi teşvik eden bir eğitim sistemi ile karşılaştım. Bizim eğitim sistemine göre daha kolay olduğunu düşünsem de oldukça çok şey öğrendim ve her şeyden önemlisi bir sürü farklı insanla aynı amaç doğrultusunda çalışabilmeyi teşvik etmesi en çok beğendiğim yaklaşımlarından biri oldu.
İsveç'te ve Türkiye'de iş hayatının farkları nelerdir, bahseder misin?
Bu soruyu geçmek doğru olur çünkü Türkiye'de hiç çalışma imkanım olmadı. Türk firmalarda çalıştım ama yurtdışı projelerde uluslararası çalışma ortamında doğru bir kıyaslama yapabileceğimi sanmıyorum.
Türkiye'de hangi şehirde veya şehirlerde yaşadın? Şu an İsveç'te nerede yaşıyorsun ve şehir hayatı, günlük hayat ve İsveçlileri nasıl yorumlarsın?
Doğma büyüme İzmirliyim, sonra Ankara'da okudum, 5 senemi orada geçirdim ve mezun olur olmaz yurt dışına çıktım. İsveç'te şu an Göteborg'un Mölnlycke diye küçük bir kasabasında yaşıyoruz. Kırsalda sakin ve dingin bir kasaba hayatı, şehir merkezi de keza öyle, oldukça stresten uzak, doğayla her an iç içe, havası temiz bir şehir. Türkiye'deki günlük hayatın stresleri, sorunları, kalabalığı, gürültüsü, kirliliği, doğasızlığı… kısaca sokağa adımımızı attığımız anda olumsuz olarak yüzümüze çarpan hiçbir şeyi burada görmek mümkün değil.
İsveçliler de kendi içine kapanık, sosyalleşmeyen, mesafeli ama medeni ve saygılı insanlar. Medeniyeti cezası olduğu için değil, tamamen kendi inisiyatifi ile medeni oldukları için gösteriyorlar. Kurallara yaptırımlar olduğu için değil, düzeni sevdikleri için riayet ediyorlar. Çok yakın olamasanız da böyle bir toplumda yaşıyor olmak cidden çok huzurlu.
İsveç'teki yüksek vergiler hakkında ne düşünüyorsun?
Özellikle uzun yıllar vergisiz yüksek kazançlı Ortadoğu hayatından geldikten sonra çok iyi şeyler düşünüyorum diyemem. Maaşlar belli oranın üstüne çıktığında devletin aldığı ek gelir vergisi ile elinize brüt maaşınızın yaklaşık yüzde 60'ı geçebiliyor. Bunun karşılığında Türkiye ile kıyaslandığında zayıf da olsa sağlık ve iyi bir eğitim hizmetini alıyor olmak güzel. Diğer bir yandan da bu vergilerin gelir dengesi ve diğer sosyal hizmetler için oldukça verimli kullanıldığına inanıyorum.
Kışın havanın çok soğuk olması ve havanın erken kararma durumu seni veya çoğu insanı depresyona sokuyor mu veya ülke tercihinde önemli bir etkiye sahip mi?
Soğuk ve karanlık kış ciddi bir zorluk diyebilirim. D vitamini eksikliği, yorgunluk, mutsuzluk… bunlar sizi çok hızlı tüketebilir. Buraya taşınma kararını aldığımız zaman soğuk konusunda biraz endişeliydik ama sürekli soğuk, rüzgarlı ve kapalı hava, uzun geceler; bunları çok iyi analiz edebildiğimizi ve hazırlanabildiğimizi düşünmüyorum. Özellikle çok yüksek sıcaklıklardan çok soğuk bir bölgeye taşınmak çok etkiledi bizi diyebilirim.
Nordik ülkelerde insanların soğuk ve mesafeli olması meşhur. Hiç İsveçli arkadaşın var mı veya onlarla sosyalleşme deneyimlerin nasıl?
Bu konuda şanslıyım sanırım, biraz da uluslararası projelerde çalıştığım için çevremdeki İsveçliler daha dışa dönük, hızlı adapte olan ve arkadaş canlısı olan insanlar oldu. Bunun dışında komşularımızı ve diğer İsveçlileri düşündüğümüzde oldukça utangaç ve mesafeliler. Sosyalleşmeye çalıştığınızda bir noktadan sonra kendilerini geri çekiyorlar ve çok kolay süreklilik sağlayamıyorsunuz. Bunun sebeplerinden birinin de genel olarak dışa dönük bir toplum olmamaları, küçük yerlerde büyüyüp kendi arkadaş çevresinden çok açılmamaları ve sosyal ilişkilerini ileri seviyeye taşıma tecrübelerinin az olması olduğunu düşünüyorum.

İsveç mutfağı nasıl, genel kültür ve adetlerinden kısaca bahseder misin? Sana garip, ilginç veya güzel gelen alışkanlıkları neler?
Herhalde en ilginç alışkanlıkları kahve ve tatlıya düşkünlükleri benim için. Bunu da biraz uzun karanlık ve soğuk kış günlerine bağlıyorum. İsveçliler muhtemelen Avrupa'da en çok kahve tüketen millet, bunun yanında kesinlikle günde 1 - 2 defa fika dedikleri çay saati tadında kahve içip, çoğunlukla tatlı olan çörekleri tükettikleri etkinlikleri oluyor. Aslında iş ortamında sosyalleşmek için güzel de bir aktivite, bu konuda çok başarılı olmadıkları için böyle ortamlar ve fırsatlar birazcık yardımcı oluyordur. Bunun dışında kendi mutfağı bana çok dar ve başarısız geliyor, somon, karidesli sandviçleri ve İkea'dan genellikle tanıdık gelen İsveç köfteleri dışında pek tuttuğum yiyecekleri yok. Yaprak sarma ve dolma tarihi olarak Osmanlı'ya sığınan kralları sayesinde öğrendiklerini duymuştum, lakin sarma yaprağı zamanında çok pahalı kaldığı için lahana dolma daha popüler olmuş, ama daha deneyemedim.
Türkiye'den buraya taşındıktan sonra kendinde ne gibi değişimler gözlemledin?
(Örneğin, ben Finlandiya'ya taşındığımdan beri çok daha az alışveriş ve makyaj yapıyorum, daha sade, basit ve sürdürülebilir, doğa dostu bir günlük hayatım var. Daha çok doğada vakit geçiriyorum. Tatil anlayışım lüks otelden veya mekanlardan çok doğa gezisi. Ayrıca daha sakin, huzurlu, sessiz ve endişesizim.)
Türkiye'den olmasa da buraya taşınmanın bende de belli etkileri olduğunu söyleyebilirim. Dubai'de yaşarken kronik bronşitim çok rahatsız ediyordu, sürekli tozlu, kirli hava ve klimalı ortamlar oldukça sağlıksız ve olumsuz etkileri çokça oluyordu. Bunun dışında iş ortamının stresi ve yorgunluğu fiziksel olarak epey olumsuz etkiler yaratmıştı, bu yaşta tansiyon v.b. şikayetleri beraberinde getirdi. İşin güzel yanı bunların İsveç'e taşındıktan sonra hızla yok olması oldu. İş ortamındaki stresin azalması, aileme ve kendime zaman ayırabilmem daha huzurlu bir hayatın da kapılarını açtı.
Ekstra olarak bahsetmek istediğin konular var mı?
Soruların için çok teşekkür ederim, bu tarz tecrübelerimizi paylaşabilmek, başkalarına yol gösterebilmek ve rehberlik edebilmek çok güzel. Yurtdışında yaşamak, sıfırdan hayatlar kurmak çok ciddi bir mücadele ve özveri gerektiriyor, bunları tekrar tekrar hatırlamak da ileride yapabileceklerimiz için güç ve inanç veriyor.
Asıl ben vakit ayırıp detaylıca sorularımı cevapladığın için çok teşekkür ediyorum, ağzına sağlık. Ailen ve sevdiklerinle sağlıklı, mutlu ve başarılarla dolu bir hayat diliyorum sana. Kendine iyi bak :)
Comments