Yaşar
- Karya Oktem
- 1 Tem 2021
- 3 dakikada okunur
Hayatı
İlk kez 24 Kasım 1985'te Öğretmenler Günü'nde sahne aldı. 1987 yılında Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni kazanarak İstanbul'a geldi ve okuduğu süre boyunca başta Moda Han Bar olmak üzere çeşitli mekanlarda sahne almaya başladı. Moda Han Bar'da iki yıldan fazla sahne aldı. Şiirle ciddi olarak ilgilenmeye başlaması bu döneme rastladı. 1991 yazında kurduğu küçük bir grup ile tatil aylarında Mersinsahillerindeki yazlık sitelerde küçük çaplı konserler verdi. Marmara Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi'nde Uluslararası finansdalında yüksek lisans yaptı. 1994 yılında Ankara Mamak'ta 239. kısa dönem olarak askerliğini tamamladı.

12 Eylül 1996'da Divane isimli ilk klibi yayınlandı, 26 Eylül 1996'da ise albümünü çıkardı. Divane albümü yakaladığı yüksek satış grafiğinden dolayı Altın Plak ile ödüllendirildi. 1997 yılında Kral TV Video Müzik Ödüllerinde Yılın En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçısı ödülünü aldı. 1998 yılının Ekim ayında Esirinim adlı ikinci albümünü çıkardı. Bu albümde makamsal öğeler içeren Kuşlar adlı hit şarkısı ile dinleyici kitlesini genişletti. 2001 Ekim ayında Masaladlı üçüncü albümünü çıkararak kendi tanımıyla üçlemesini tamamladı. 2002 Temmuz ayında "Masal Konserleri" adı altında bir Türkiye turnesi gerçekleştirdi.
Arkasında bıraktığı 3 Albüm, sayısız ödül ve konserden aldığı güçle sadece yorumculuğunu ortaya koyduğu ve bir ara albüm olarak adlandırdığı Sevdiğim Şarkılar adlı albümünü 2003 yılının Ocak ayında çıkardı.
Tekrar kendi şarkılarından oluşan bir albümle, Mayıs 2005'te Hatırla adlı albümüyle müziğe geri döndü. Yaklaşık bir buçuk yıl sonra ise, Aralık 2006 yılında Sevda Sinemalarda adlı albümünü çıkardı. (Vikipedi, 2020)

RÖPORTAJ
İlk olarak Moda Hanbar adlı mekânda sahne almışsınız. O günlerin sizde yarattığı izler neler?
O günlerde çok saf duygularla işler yapılıyordu, işin içine hiç ticari boyut girmiyordu. O zamanları hâlâ sevgiyle anarım, dostluklarım devam eder. O mekânda mahalli olarak isim yapmaya başladık, sonra ilerledi. İlk harçlığımızı kazanmaya başladığımız mekândı. O günleri ticaretten uzak, farklı, temiz günler olarak anıyorum. Bende yeri farklıdır.
Müzikle aranızda böyle derin bir bağ varken neden konservatuvar değil de işletme okuyup bir de uluslararası finans dalında yüksek lisans yaptınız?
O zamanlar bu işe hobi gözüyle mi bakıyordunuz? Adana’da konservatuvar yoktu. ÖSS sınavıyla birlikte yetenek sınavına da önceden hazırlanmak gerekiyordu. Yetenek sınavına ciddi bir çalışmayla hazırlanabilecek bir ortamım, imkânım yoktu. Belki biraz da hobi olarak bakıyordum diyebiliriz. Çünkü geleceğini tam bilmediğimiz bir iş. O zamanda müziğe olan sevgimin ne kadar büyük olduğunu tam kestiremiyordum.
Şiire de düşkünsünüz hatta şiir kitaplarınız var. Bir gün hayatınızı kaleme alıp bir kitap yazmak ister misiniz?
Nehir röportaj tarzında bir çalışma yapalım diye bir arkadaşımla oturup konuştuk. Ama o Ankara’da ben İstanbul’da oturuyorum. Bir araya gelmek de zor olunca bir türlü bitiremiyoruz hâlâ çocukluğumdayız. Yani böyle bir çalışma var, sadece ne zaman biter belli değil.

Hayranı olduğunuz şairler kimler?
Cemal Süreya’yla başlayıp Edip Cansever ve Turgut Uyar’la devam eder. Her şarkınızın bir hikâyesi, yaşanmışlığı var mı? ‘Kuşlar’ şarkısını merak ediyorum mesela.
Tabii, her şarkının var. Kuşlar 4 ayrı şarkının içinden çıkan, yazılması 7-8 sene süren bir şarkı. Ayrı ayrı zamanlarda ayrı ayrı şeyler yazdım. Askerdeyken çok vakit vardı ben de bir şeyler karalardım hiçbir şeyi de atmam arşivciyimdir biraz. Nakaratını da askerdeyken buldum. Onu bulunca o ayrı parçaları birleştirecek formülü de bulmuş oldum. Dönünce de birleştirdik bu parçaları çok güzel bir şarkı çıktı ve herkesçe çok sevildi.
Şu anki yapılan şarkılarla, sektörle 90’ları kıyaslarsanız ne söylersiniz? 90’larda çok çok iyi şarkılar yapılıyordu. Teknik ekipmanların eksikliğinden dolayı belki çok iyi aranjmanlar, sound’lar yapılamıyordu. Ama 90’lardaki samimiyet bugünküne beş çekerdi. Bugünkü şarkıların hepsi teknik ve duygusal anlamda çok basit, derinlik anlamında da sığ şarkılar.
Vazgeçilmezleriniz neler? Olmazsa olmazım dediğiniz şeyler neler?
Sanat, felsefe, mumlar ve en çok da rahatım.

ŞARKI SÖZLERİ
Dönüyor aman dünya başım duman
Batıyor ama acıtmıyor senin sevdan
Tutamam yar unutamam yar
Ölüm var dünyada
Yeri göğü deldin yar
Bana geri geldin mi yar
Bana divane diyorlar
Yok artık uslandım yar
Hele bir anla aşkı zamanla
Kışlar bahara döner gibidirVar mı dünyada aşkından başka
Aşk sevdiğim şehirler gibidir
Bir gün artı bir gün daha
Bir günahtı her gün daha
Bir gün aktı gözyaşlarım
Durmadı durmadı
Yemin olsun bir gün daha
Dedim olsun bir gün daha
Senede bir bir gün daha
Olmadı Olmadı
Önlerime duvarlar örseler
Kara sevdam hergün öldürseler
Kör bıçağım kimseleri kesemem
Beni yine beni yine teninle(seninle) bileseler
Gözlerimi kor demirle delseler
Üzerimi topraklarla örtseler
Saplı durur rengi gözlerinin
Sana kayar sana kaçar yine deli aklım benim

Aşkım sakın sen kuşlara uyma
Kuşlar sen kuşları boşver
Evler yerlerinde değiller
Aşkım sakın sen kuşlara uyma
AH Sen kuşları sevdin
AH Sen de gider miydin
AH Sen hala kuşlara hayran
AH Aşkım gemilerdi
AH Sana demirlendi
Gemilere adres oldu liman
Sen hala kuşlara hayran.
Yine karşılaşırız
Dünya küçük aşkın büyük
Mevsimler dönünce yaza
Kuşlar döner pişman
Şimdi sen mi ben mi
Kim suçlu kimse yar
Voltalar atıyorlar
İçimde pişmanlıklar
Şimdi sen mi ben mi
Kıydılar ikimize
Çok mu kolay bu son demesi
Vermiyorum ki son nefesi
Ellerin eskisi gibi beyaz mı
Bana bunları o ellerle mi yazdın

Benim sevdam cevap bana sevda soranlara
Benim sevdam sanat hatta sinemalarda
Benim sevdam yarın benim sevdam öbür gün
Benim sevdam başlar yeniden her gün
Comments